Ne Hayatta Ne De Felakette Yalnız Değiliz

Hiçbir felakat izole değil. Hiçbir hayat yalnız değil. Hepimiz birbirimize bağlıyız. Bu toprağa, denize, bilmediğimiz topraklara ve denizlere bağlıyız. Güzellik niyet ile başlamaz mı? Neyi bekliyoruz?

6 Şubat depreminden sonra 49.000 kişiyi toprağa gömerken, toplumsal acıya hepimiz farklı bir şekilde bağlandık. Bazımız inkar etti, şoku atlatamadı. Bazımız öfkelendi, öfkesi büyüyerek tepki verdi. Bazımız ne yapacağını şaşırdı, içinden haykırarak gelen yardım etme isteğini gerçekleştirdi veya gerçekleştiremedi. Bazımız hiçbir şey olmamış gibi hayatını sürdürerek kendini kandırdı. Bazımız haberleri izlemeyi bıraktı, kendini korumaya çalıştı. Bazımız televizyonun başından ayrılmadı. Bazımız sosyal medyada yazılan çizilenleri takip etti, o küçücük telefon ekranlarında devamlı hareket eden parmaklarının ağrısını hissetmeden.

Hepimiz farklı şekilde tepki verdik, çünkü olayları algılayıp yansıtmamız farklı. Dışarıdan görünen keskin tepkimiz, aslında içinde yaşadığımız gelgitleri örttü. Hepimiz yaşayabileceğimiz olumlu ve olumsuz duygu ve düsünceler arasında gittik ve geri geldik. Bu gelgitler bazen güçlü, bazen farkedilmezdi. Sonuçta hepimiz bir tepki verdik, bu da ortak noktamız.

Peki ben ne yaptım? Başkaları hakkında genelleme yapıp yazmak kolay. Kendi tepkimi analiz edecek gücüm var mı?

İlk tepkim bir an önce yardım toplamak için ulaşabileceğime ulaşmak oldu. Haberleri takip etmeyi günün belli saatlerine sıkıştırdım.

Depremden bir ay önce, yirmi yıl Amerika’da yaşadıktan sonra, ülkeye dönüşümle başlayan yeni hayatımın depremi entegre ederek şekilleneceğini tahmin etmiyordum. Deprem günü, bir ay gemi yolculuğudan sonra ulaşan kıyafetlerimin bir kısmının, depremzedelere gideceğini hiç düşünmemiştim, aylar önce paketleme yaparken. Deprem sonrası benim gibi ne yapacağını anlamaya çalışan arkadaşlarımla görüştüm, listeler çıkardık. Nerede yaşarsak yaşayalım, hangi dine kültüre ait hissedersek hissedelim bu acı bizi birleştirdi.

Her gün katlanarak artan ölü sayısıyla, hayatını kaybedenlerin yaşamları enkazın altında kaldı, geride bıraktıkları ayrıştı. Ölenler rakamlara dönüştürdü. Her bulunan hayat umudumuzu yükseltti. Neden olmasın? Bu umuda ihtiyacımız vardı. Yeniden kurulacak şehirlerin, yaşanacak hayatların birbiriyle ve toprakla uyumlu olmasında hem fikirdik.

Türkiye yanlız değildi bu afette. Dünyanın dört bir yanından ülkeler yardım gönderdi. Yerel ve küresel kuruluşlar, gruplar ve kişiler yaratıcılıklarını ve yardımseverliklerini depremzedeleri zor günlerinde koruyarak kollayarak gösterdi.

Hiçbir felakat izole değil. Hiçbir hayat yanlız değil. Hepimiz birbirimize bağlıyız. Bu toprağa, denize, bilmediğimiz topraklara ve denizlere bağlıyız.

6 Şubat depremi olası depremleri gündeme getirdi ülke çapında. Endişe yarattı. Binaların toprağa, toprağın başka diyarlara, acıların başka acılara bağlı olduğunu hatırlattı.

Benimse kişisel eşyalarımın çoğu valizlerde veya kutularda hala. Yaşadığım daireye ‘evim’ diyemiyorum. Neredeyse iki ay oldu döneli. Aldığım dolabı geçen gün duvara sabitlettirdim kocaman çelik çivilerle – ne olur ne olmaz, üstüme düşmesin yatakta uyurken ansızın bir sallanma ile – ama dolap bomboş. İçimden kıyafetlerimi koymak gelmiyor.

Hiç dinmeyen otoban sesi bana dışarıdaki hayatı hatırlatıyor. Sorumluluklarımı, yapabileceklerimi ve yapamadıklarımı. Sakin meditasyon müziğiyle uyutmak istiyorum trafik sesini. Uyumayınca, ki uyumuyor, müziğin sesini açıyorum. Dinginliğe ulaşamadım. Biliyorum, bir gün, bu trafik sesi ile bile içimdeki huzuru yaşayabileceğim. Trafiği duymak yerine, öten kuş sesleriyle mutlu olacağım. Görüyorum kuşları, şu an bu satırları yazarken. Uçuyorlar özgürce gözümün önünde. Ama duyamıyorum, hissedemiyorum onları.

Depreme gelince, çocuklara yardım etmek istiyorum. New York bazlı Turkish Philanthropy Fund (TPF) ile irtibattayım ve NGO araştırıyorum beraber çalışmak için. Amerika’dan (eski evim) ve dünyanın başka diyarlarından arkadaşlarım yardıma hazır. Onlarla, sizlerle ve iyi niyetimizle, umut köprüsü kurmak istiyorum. Güzellik niyet ile başlamaz mı? Neyi bekliyoruz?

Comments (2)

  • Asiye Uzuncakara

    Eline yüreğine sağlık güzel kızım.Çok büyük alanda ,çok büyük deprem hepimizi yaktı ,kavurdu.Senin gibi duyarlı insanlar el ele verip yaralara merhem ,ilaç oldunuz.Yüreği güzel insanlara canı gönülden teşekkürler..

    • eda.uzuncakara

      Ben tesekkur ederim duygularini paylastigin icin.

Comments are closed.