Tarihi hastanede bir gece

Annem Cuma günü İstanbul Haydarpaşa Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde ameliyat oldu. Cerrahı, Genel Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Metin Tilki’ye ne kadar teşekkür etsem az. Sevgili dostum Prof. Dr. Bala Başak Öven bağlantıları kurdu, daha öncesinde milyon kere yaptığı gibi. Başak daha tıp öğrencisiyken, tanıdık tanımadık herkese yardım ederdi. Doktor oldu, sonra prof oldu, hastası olsun olmasın dokundu yardıma ihtiyacı olanların hayatına. Ameliyat sonrasında annemim en az bir gece hastanede kalması gerekiyordu, ben de kalmak istedim.

 

Kaldığımız oda – yüksek tavanlı, beyaz badanalı – hastanenin ön bahçesine bakıyordu. Neredeyse tavana değecek yükseklikteki pencereden, işlek caddenin sesini duyabiliyordum camı açınca, zar zor görebiliyordum uzun ve geniş çam ağaçlarından caddeyi. Pencere iki bölümden oluşuyordu karşısındaki kapı gibi. Üst kısımlarına ulaşmak mümkün değildi. Anlaşılan, üst camlar, aşağıdaki akışı bozmadan, odaları ve koridoru havalandırmak için tasarlanmış, inşa edilmişti.

 

Annemi, asistan doktorlar, tıp öğrencileri, hemşireler ve hasta bakıcıları düzenli kontrol etti o gece. Her seferinde güler yüzle ‘geçmiş olsun’ demeyi ihmal etmediler. Gönülden yardımın gücünü hatırlattılar bize. Kalbim, sağlık alanında bu topraklarda ve başka diyarlarda çalışanlar için attı her ‘geçmiş olsun’ duyuşumda.

 

Akşamın erken saatlerinde ziyaretçilere yol gösterildi, hastane, hastalara ve çalışanlara kaldı. Koridorlar uzadı, duvarlardaki resimler canlandı adeta. Etraftaki yeşilliğe, uzaktan gelen şehrin sesine bürünemedi bina ve varlığını daha cok hissettirdi. Akşam yemeğinden sonra, kampüste başka bir binadaki kafeteryadan çay almak istedim. Koridoru sessizce geçerken yerdeki mozaiği inceledim.

 

Kavisli merdivenlere geldiğimde kütüphane tabelasını farkettim. Meraktan, kapısını tıkladım. Ses gelmedi. Sessizce açtım kapıyı. Duvardan duvara ciltli kitaplarla çevrilmiş, rahat gözüken sandalyeler, beyaz bir ekrana bakıyordu. Eski kitap kokusunu içime çektim, parmak uçlarımda, koridora geri döndüm. Karşıma beyaz önlüğüyle, iki ucu kayalara bağlı ip üstünde yürüyen adamın, yağlı boya resmi çıktı. Derin ve karanlık kayalık çukurun üstündeki güneş ışınları aydınlatıyordu beyaz önlüklü adamı.

 

Merdivenler beni hastanede yıllar önce kullanılan ilaç ve aletlerin sergilendiği camlı dolaplara götürdü. Duvarda, tüm ihtişamıyla parlayan Özbek kaftanı asılıydı, belli ki hastaneye hediyeydi. Hastanenin ufak müzesini geçtikten sonra, yüksek, ahşap, kapalı kapılar beni durdu. Kilitliydiler. Kendi kendime güldüm, kimse işitmedi boş koridorda. Başka bir kapı, ama açık kapı olmalıydı. Sonunda, o kapıyı buldum, arka bahçeyi geçtim. Geçen yıl, tatilimin son gününde, Amerika’ya dönmeden, sokak kedisi tırmalayınca, kuduz aşısı olduğum, tek katlı, nispeten daha yeni, binayı geçtim, kafeteryadan çayımızı aldım.

 

Annem ve ben hayata dair hemen her şeye dokunduk çayımızı keyifle içerken, konuştuk, güldük. Geniş ve uzun koridorlarda yavaş yavaş yürüdük, duvarlarda asılı resimlere uzun uzun baktık o gece.

 

Bina 1903 yılında Sultan II. Abdülhamid tarafından tıp fakültesi olarak yaptırılmış ve Sultan’ın doğum günü 6 Kasım’da ilk öğrencilerine açılmış. 1936 yılında hastane ve araştırma merkezine dönüştürülmüş. Mimar Valery ve Mösyö D’Aranco tarafından tasarlanmış, dış cepheler iki renkli oyma hereke taşından yapılmış. Demir parçalar Belçika’dan, harç için kullanılan kireç ise Marsilya’dan getirilmiş. Binanın deniz tarafındaki bölümü 4 katlı olup, birinci katı teneffüs salonu, ikinci katı yemekhane, üçüncü katı derslik, dördüncü katı ise yatakhane olarak tasarlanmış.

 

Cumartesi sabahı sanki Cuma gecesinin devamıydı eksik uykulu. Tek farkı taburcu olma beklentisiydi. Sabahın erken saatindeki hemşire ziyaretinden sonra, temiz hava almak için pencereyi açtım. Şehir çoktan uyanmıştı, arabalar ve dolmuşlar insanları taşımaya başlamıştı. Kuşlar ötmeye başlamıştı. Birkaç yıl önce babamın ameliyat olduğu Siyami Ersek Kalp ve Damar Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesini gördüm pencereden, nefesimi tuttum bir an.

 

Annem hastaneden çıkıp eve gitmek için sabırsızlanıyordu, ben de. Hızlıca getirdiklerimizi çantalara yerleştirdim, taburcu olmaya hazırdık. Ama son olarak Metin Bey’in görmesi gerekiyordu, biz de bekledik. Metin Bey anneme hastaneden çıkabileceğini söyledi. Yalnızca bir dakikaya ihtiyacımız vardı hastaneyi terketmek için. Montumuzu giydik, çantalar koridorda odanın kapısını kapatmadan annem “Aa kolumda damar yolunu açmak için kullanılan iğne ve tüpler hala takılı (intraket)” demesin mi? Unutmuşuz bu detayı.

 

Biraz üzgün döndük odaya, annem yatağa oturdu, ben de hemşireye sordum. Taburcu onayı gelmeden çıkaramam intraketleri dedi hemşire. İyi de, taburcu onayını nasıl alacaktık? Bir iki telefon görüşmesi yaptı, eğer asistan doktoru bulursam işlerin hızlanacağını söyledi. Ben de hastanenin öbür tarafına yollandım, çok daha kalabalık farklı ünitelerin olduğu bölüme. Kardeşimin yıllar önce – ben, Amerika’da olanlardan habersiz- kaldığı bölümden geçtim, asistan odasını buldum ama asistanı bulamadım. Odaya geri dönüp, beklemeye devam ettik.

 

Odada her şey aynıydı ama biz farklıydık – firara hazırdık ama kaçamıyorduk. Oda büyüdü, ben küçüldüm adeta. Sonunda evrak işlemleri bitti, onay geldi, hemşire intraketleri çıkardı, artık kaçabilirsiniz der gibi çıkışı gösterdi.

 

Annemin iyileşmek için zamana ihtiyacı vardı ama hastanede yeteri kadar kalmıştı. Gitme zamanı gelmişti.

 

Eda Uzuncakara

IG: eda.u.kara

sparksinshadows@gmail.com

Comment (1)

  • Asiye

    Bitanem;kendi de kalbi de güzel kızım.Herzamanki gibi verdiin destek için çok teşekkür ederim.Ameliyat ne olursa olsun.Yaşayanlar bilir.İlk gecesi çok önemlidir..Sayende iyi atlattık.Değerli Doktorum Metin Tilki ye çok teşekkür ederim.Hastane personelinin yakın ilgisi hastane binasının tarih kokan havası bizi rahatlattı..Emine m ,Emre m,Ela m Eda m iyi ki benimsiniz..Varlığınız varlığımdır.Sizi çok seviyorum.Edam yazıların ,hayata dokunuşların ,bilgilendirmelerin,araştırmacı yapın çok güzel..Başarılar dilerim..Yolun açık olsun güzel kızım.

Comments are closed.